7 Eylül 2011 Çarşamba

YİNE DE HER ŞEYE RAĞMEN

yine de tüm olumsuzluklara rağmen,
tüm yetersizliklere rağmen,

seni seviyorum biliyor musun?

hem de çok.
az önce telefonla konuştuk.
kendini kötü hissettiğini ve ses tonumu sevmediğini söyledin bana.

moralin bozuldu.

benim de bozuk moralim.
dün seni üzecek  konuşmalar yaptığım için, bu gün sana gelmek istemiştim.
gerçekleri söylesem de sana, bugün seni sevdiğim gerçeğini de ilave edecektim.
içim rahat etmedi, bak geldim dercesine dikilecektim kapıda.

sabah evden çıkarken senin için giyinmiştim.
senin aldığın hediyeyi takmıştım mutlu ol diye.
iş çıkışı sana doğru  çevirmiştim arabamın yönünü...
beni durduran neden sendin.
sana doğru gaza basan ayaklarımı titrettin.
kollarım güçsüzce çevirdi direksiyonu.
artık eve dönüyordum.
çünkü gelmemi engelleyen şeyler vardı bulunduğun yerde.
artık istikamet evdi.

işte evdeyim.
hala giyiniğim.
ayakkabılarım hala ayağımda.aslında sıkıyorlar.ama çıkarmıyorum.belki giderim diye.

bu gün batana kadar seni görme ihtimaline inanarak beklemek ne acı biliyor musun?

belki demek.......

aslında çok özledim seni.
kravatını gevşetip bir düğme açmanı,
öyle bakma amaaa deyişini,
sonra avucunu yanağıma usulca koyuşunu....
offf aşkım deyişini....
yavaşça yaklaşıp koklayışını.
hani öpmeye kıyamadan sadece koklamanı özledim.

geçicek inan demeni özledim inanarak söylemesen bile.

bana sımsıkı sarılışını özledim.
aslında o kadar çok sıkıyorsun ki nefesim kesiliyor ve bayılmama ramak kalıyor ama sen hep sıkı sarıl diye söyliyemiyorum.

bazen parmak uçlarını dudaklarıma dokundurup, görme engelliler gibi ezberlemeye çalışıyorsun ya...
sadece dokunmaktan haz duyuyorsun ya hani...
o işte beni sana bu kadar bağlayan.
cinsel anlamda yaşanan hazzın çok daha üstünde bir haz bu.
hani bayramın ilk günü bana
''dokunamamanın bile bu kadar haz verdiği bir ilişki düşünemiyorum'' demiştin ya
etrafımız kalabalıktı ve tepemizde bir kamera :)

sadece bakıyorduk.
ya da dışarıdan öyle gözüküyordu.

oysa orda biz telepati ile anlaşıyorduk.
sen keşke burda olmasak şimdi diyordun,
ben sana dokunmak istiyorum diyordum.
sen çok güzel olmuşsun diyordun,
ben elele dolaşmak istiyorum diyordum.
sen gitme diyordun uğurlarken,
ben nolur gönderme diyordum.
sen gözlerinle söyledin, ben gözlerimle dinledim.

sen arkamdan bakarken içini çektin...
ben giderken, dönüp sana baktım hep...

o gün orada olmamalıydık.
o gün el ele bayramı yaşıyor olmalıydık biz.

sen ortaya çıkmadan, bana yaklaşmadan önce falda çıkmıştın.
bir çift göz seni izliyor demişti kadın.
kim olcak allah aşkına demiştim içimden.

bir yıl boyunca her gün gördüğüm kişi olacağını nereden bilirdim?

seni ulaşılmaz yıldız gibi görüyor ve çekiniyor demişti kadın.
sonra sen söyledin karşımda oturan kişi olmana inanamadığını.

bir gün dedin ki...
seni burada hiç bir erkekle yemek yerken görmedim.
ama şu an karşındayım ve burda olmaktan gurur duyuyorum dedin.

beni sevebilmene hiç ihtimal vermedim dedin.
oysa çok sevdim.
canımın yanmasına göz yumacak kadar çok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder