7 Eylül 2011 Çarşamba

BAZEN HAKLI OLMAK DAHA ÇOK YAKIYOR CANIMI

canım dediğim
sevdiğim adam...

belki hayatımın doğru rotası değilsin.
ama yinede seviyorum seni.

mutlu olmaktan çok mutlu etmek istediğimsin.
rahat ve huzurlu nefeslerinin sebebi olmak istiyorum.

ama sana sığınamıyorum...
en büyük eksiğim ait olma duygusu.
tutunma, sıkıca beni tutması birinin.
sen benimsin demesi,
kararlı, ısrarlı ve vazgeçmeyen olması.

herşeyi göze alabilen,
cesur ve atacağı adımları kararlılıkla atabilen biri.

daha doğrusu, düşünebilen, uygulayabilen, sözünün arkasında durabilen,
gerektiğinde tavrını ortaya koyabilen net birisi....

amacı uğruna her zorluğu aşabilme gücünü içinde barındıran birisi...

kendinden emin, güven veren ve elini benden hiç çekmeyen birisi...

ama asla ürkek değil,
korkak değil,
oynak değil,
sözü ile icraatı bir olan biri...

konuşmak yerine , eyleme döken biri...

karakteri sağlam, ve varlığını hep hissettiren biri...
ne istediğini bilen ve istediğine giden yolda yürümekten korkmayan biri...

çalışkan biri...
anlayışlı biri...
sevgisini gösterebilen, yaşatabilen biri...
sadık olmayı başarabilen biri...
beni paylaşamayan biri...

duruşuyla,
hareketleriyle,
sözleriyle,
bakışıyla,
etrafa bu benim kadınım hissi verebilen biri...

insanların yeri geldiğinde çekineceği, yeri geldiğinde fikrine danışabileceği, saygı duyulan,
sözü dinlenir biri...

benden daha cesur biri............

arkama saklayacağım değil,
koynuna sığınacağım biri....

kadın olarak;
her işin üstesinden gelmekten,
borca girerken tek imzayla her tür riski almaktan,
evin her eksiğini takip etmekten,
araba kullanmaktan,
gece nöbetçi eczaneye bile kendi başına gitmek zorunda kalmaktan,
yapılacak her şeyi tek başına yapmaktan,
gidilen her yerde yalnız görünmekten,
beni sevdiğini söyleyen insanların sorumluluk ve yüklerini sırtlanmaktan,
hayattan korkmayan bir tavırla herkesin beklentisini üzerimde toplamaktan,
gece yalnız yatmaktan,
sabah yalnız uyanmaktan,
2-3 işte birden çalışmaktan,
ama dışarıdan imrenilen bir kadın gibi görünmekten
etrafımdaki tüm art niyetlilerle soğuk savaştan galip çıkmaya çalışmaktan,
düşman sevindirmemek için hep dimdik bir görüntü sergilemekten,
hep gurur duyulan evlat, gurur duyulan kardeş ve benzeri misyonları üstlenmekten,
hata yapmadan yaşamaya çalışmaktan yoruldum...

sen ise şimdi karşımda tüm bu beklentilerime karşı o kadar zayıf bir portre çiziyorsun ki....

müthiş bir uyum var aramızda.
kokunu, bakışını, sevgini,
dokunuşunu,
bana hissettirdiklerini hiçbişeye değişmem.

sen benim aşkı yaşayabileceğim, sevgimi sunabileceğim, sevgiye doyabileceğim tek kişisin belkide.
ya da senden başkasına bu şansı tanımak istemiyorum...

ama ya eksiler????

çevrene hayır diyemiyorsun...
insanlar bu yüzden seni rahatlıkla kullanıyorlar....
doğruyu biliyor, istiyor fakat uygulayamıyorsun...
seni çözen insanlar tehditlerinden korkmuyor, çünkü yapamaz diyorlar.
yalnızlık korkun var...
psikolojine güvenemiyorsun.
konuştukların genellikle sözde kalıyor.
net değilsin ve olamıyorsun...
insanları kırmaktan çekindiğin için çok çabuk geri adım atıyorsun.
hayatta yalnız başına da ayakta durulabileceğine inanmıyorsun.
seni üzeceğini bildiğin şeyleri düşünmeyi erteliyor ya da yok sayıyorsun.
içinden gelenleri söylemekte zorlanıyorsun.
yalana başvuruyor, anı kurtarmayı kar sayıyorsun...
seni geren konuları konuşmaktan çekiniyorsun.

adımları hep karşıdan bekliyorsun.

ama ben zaten sürekli ateşe atılmaktan çok bezdim.
hep önce sen atla denilmesinden sıkıldım.

ve ben kimsesiz de olsa hayatta başarıyla dik durabileceğime inanıyorum.
allahın insana o gücü verdiğine inanıyorum.

şimdi tutunmaya o kadar çok ihtiyacım var ki....
son bir haftadır yaşadıklarım beni o kadar sarstı ki...
eskisinden daha yalnızım şimdi...

sarsılıyor, yalpalıyorum.
ama kimse bilmiyor işte.
ben yine her sabah en modern kıyafetimi giyiyor, en güzel ayakkabılarımı giyiyorum.
en sade makyajımı yapıyor ama en güçlü duruşumu takınıyorum.
sabah topuklarımın sesiyle otoparkı inletiyor ve arabama biniyorum.
işime gidiyor, koruma kalkanımı geçiriyorum üstüme görünmeyen bir zırh gibi...

insanların özenen bakışları ile çarpışıyor bakışlarım.
onlar bana bakarken , ben karşıya bakıyorum.
göz göze gelmiyorum kimseyle , gözlerimdeki hüzün beni ele vermesin diye...
aynaya bakarken hep kaşları çatık buluyorum kendimi...

yaklaşamıyor insanlar bana.

hatta beni görünce kendi aralarında konuşuyorlar.

onlara göre maddi sorunu olmayan, kariyerli, ve isim yapmış biriyim.
hatta o iş yerinde ne işim var...

ihtiyacı olmayan biri olarak niye başkasının iş hakkını gaspediyorum d,iye düşünüyorlar.

bilmiyorlar ki yalnızım...
sıcacık bir sarılışa,
bir ten kokusuna,
gözlerimdeki üzgün bakışa kıyamayan bir bakışa hasretim.

birinin elini belime koyup ,
hadi artık sal kendini demesini bekliyorum.

gerçek anlamda bir BEN VARIM VE YANINDAYIM demesi en giderilemeyen ihtiyacım...

benimle mutfağa giren,
benimle balkonda oturan,
benimle tatile çıkan,
benimle nefesini paylaşan birini bekliyorum...

ama gelmiyorsun....

o kadar üzüyor ki beni bu halin.
gönlümü verdiğim adam doğru adam mı diye düşündürdün bana ilk defa...

seni o aksiyon dolu dünyanda sıkıntılarınla başbaşa bırakabilirim.
çünkü oradan ayrılmayı sen istesende başaramıyorsun.

benim dünyam sakin...
ben sadece eksiklerle yaşıyorum ama huzursuz değilim...
bana kimse bağırmıyor,
kimse evimi çekilmez hale getirmiyor,
kimsenin yükü yok sırtımda...
canım ne isterse onu yiyor , oraya gidiyorum...
ne istersem alıyorum kimse laf etmiyor.
etrafımda beni seven sıcacık 3 dostum var...
ve yetiyorlar...

sana inandım ben.
seninle mutlu olacağıma inandım.

yüreğine , duygularına, içtenliğine yine inanıyorum.
hemde sınırsız...

ne istediğini bildiğine de eminim.
ama yapabileceğin konusunda çok kuşkuluyum.

bir de ne var biliyor musun?

bu güne kadar hiç böyle bir çarkın dişlilerinden biri olmadım.
böyle insanlarla işim olmadı A gibi...

ne suçlu oldum, ne hakkımı aramak zorunda kaldım.
girdiğim her ortamda saygı gördüm.
ve saygı duyulan biri olmak sevilen biri olmaktan önde geldi benim için.

hakarete maruz kalmadım,
tedirgin edilmedim,
hep başım dik oldu hayata karşı.

hiç ismimi ya da yüzümü saklamamı gerektiren bir durumum olmadı benim.
kaçak güreşmedim.
yanlışıyla doğrusuyla mert olmayı öğrettiler bize...
hataysa da yaptığımız yaptım evet demeyi bildik.

sana şunu demek istiyorum.......

eğer hayata karşı net olmazsan,
aldığın kararlar hep düşüncede kalır ve fiiliyata dönüşmezse
bana adam gibi adam olduğunu göstermezsen

ortada BİZ diye bişey kalmayacak.

kaybetmekten korktuğun şeyler sana beni kaybettirecek.

bizi kaybedeceğiz.
aşkı,
bir daha bulunması imkansız olan sevgiyi, bağlılığı,
mutluluğu,
güzel bir geleceği,
uyumu,
birlikte yaşlanma ihtimalini yok edeceğiz...

şimdi yazdığım hiç bir şeyden haberdar değilsin.

bunları günün birinde okuma ihtimalin olacak.
ya tamamen bittiğinde,
ya da kavuştuğumuzda...

işte o zaman ya dizlerini döverek , göz yaşı dökeceksin kaybettiklerinin farkına vararak,
ya da,
yaynındaysam hala,
nelere rağmen seninle birlikte devam ettiğimi görecek ve kıymetimi anlayacaksın.

umalım da ikincisi olsun.

bana yaşattığın bu dayanılmaz zamanların bir telafi şansı olmasını diliyorum.

bana sürekli haklısın diyorsun.

haklı olmak canımı sıkıyor.
haklı ama yalnız olmak daha çok canımı sıkıyor.

bana haklısın deme
sende haklı olmanın bir yolunu bul.
ve beni sustur...

olduğun yerde sayma.

dün bana
BEN TÜM GÜCÜMÜ SENDEN ALIYORUM
NE OLUR BANA OLUMSUZ KONUŞMA dedin...

peki ben hem sana hem bana yetecek gücü nereden bulacağım?

ben zaten siper olmaktan yorulmuşum....
sen de mi beni siper edeceksin kendine....

seni de mi ben koruyup kollayacağım?
en büyük ihtiyacı korunup kollanmak iken???

ben her sabah bedenimi yerden alıyorum sürünerek.
ben her sabah kaldırıyorum kendi elimden tutup kendimi son gayretimle.
başka birine moral verir gibi konuşup telkin ediyorum kendimi.
sonra giydirip kuşatıyorum,
sonra yüzüne bir gülümseme ekliyorum , çatık kaşlara tezat.
insan dışına etki edebiliyor da,
içine etki edemiyor maalesef..

kendimi işe, sokağa ite kaka çıkarıyorum.
günışığına çıkar çıkmaz başka bir kişilik gibi, hissetmediğin şeyleri oynamak ne kadar zor biliyor musun?

beni üzüyorsun artık.
moralimi,
enerjimi,
motivasyonumu, işimi etkiliyor bu durum...

ama tüm bunlara rağmen.....sana kıyamıyorum biliyor musun?

lütfen bizi kaybetme...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder