14 Şubat 2012 Salı

Bir masala inanmışım ben.

hiç ummadığım anda, hiç beklemediğim bir zamanda biri bir masal anlatmaya başladı bana.
şimdiye kadar hep gerçeklerle savaşmış olan ben,
hiç bu kadar güzel bir masal dinlememiştim.
masal rüya gibiydi.
her tınısı,
her detayı o kadar bana aitti ki.
sanki ben yazmıştım da ,
başka birinin dilinden dinliyordum.

her hareketi, her cümlesi
neredeyse benim beklediğimin aynısıydı.
eksiksizdi sanki.

ben demeden yapıyor, ben demeden geliyordu.
ben bu masala inandım.

çünkü ben varım diyordu.
seni asla yalnız bırakmam diyordu,
bana güven diyordu.
sen benim en değerlim, en kıymetlimsin diyordu.
allahın lütfusun,
mucizemsin diyordu.

MELEK diyordu.

öyle bir zamanda geldin ki,
dualarımın karşılığısın diyordu.

sen vazgeçmedikçe senden asla vazgeçmem,
hiç bir güç seni benden ayıramaz diyordu.
canımdan ötesin diyordu.
meydan okuyordu herkese.
emindi kendinden ve benden.

aramızdaki bağın tarifi yok, anlatamıyorum diyordu.

gözlerinde çok şey görüyorum diyordu.

ve daha sayamadığım o kadar çok şey ...

ben bu masala inandım.
tüm gücümle.
varlığına, inancına, bağlılığına inandım.
ona seninle her şeye varım ben....
sen benim uğurlu yolumsun dedim.

hiç bişey beni durduramaz dedim.
korkmuyorum dedim.
yüreğimi ellerine verdim...

çünkü ondan daha sıkı kimse tutamazdı beni.
kimse onun gibi saramazdı.
onun gibi koklayamaz, kıyamayarak öpemezdi.

avuçlarından öptüğümde kana kana  sevgi içiyordum sanki.

masalın erkek kahramanı mutsuzdu, yalnızdı.
en çok sevgiye ve güvene ihtiyacı vardı.
ben güvendim.
hem de o kadar çok güvendim ki....
en ufak bir pay bırakmadım güvensizliğe.

ona hiç yalan söylemedim,
onu baştacı ettim.
hakedip haketmemesine hiç bakmadan.

onu mutlu etmeyi o kadar çok istiyordum ki...
dualar ettim onun için iyi olsun, kazancı bol olsun diye.
o kadar çok zaman ayırdım ki ona...
birini kayıtsız şartsız sevmenin insanda yarattığı güveni yaşatmak istedim.

üzerine titredim,
üzülmesin diye herşeye dikkat ettim.

gözünün içine baktım.

anlattığı masalı dinlerken prenses ben oluyordum.

ve dedim ki,
bu masal yarıda kalmasın.

ne gerekiyorsa yap hadi...
yaptım da.
o kadar çok şeyi yaktım, o kadar katı biri oldum ki gerçek hayatta,
malımdan, mülkümden, mevkiimden vazgeçtim.

ona o kadar güvendim ki,
hayatımın rotasını ona ayarladım.

sözünün eri oldum, yapmam gereken ne varsa yaptım.

şimdi yalnızım.

yolun ortasında,
kimsesiz kaldım.
haketmemiştim.

çünkü o kadar saf ve içtendim ki,
yıllarca kapattığım kapılarımı ona ardına kadar açmıştım.
inanmadığım her şeye o inandırmıştı beni.

hiç aşık olmadığımı onu tanıyınca anlamıştım.

yaşanan her olumsuzluğa rağmen yılmamış vazgeçmemiştim.

şimdi içim o kadar çok acıyor ki...
şimdi tanıyamıyorum seni.

korkak olduğunu düşünüyorum.
söylediklerinle yaptıklarının birbirini hiç tutmadığını, kalıbının adamı olmadığını düşünüyorum.
yalancısın.

söylediğin hiçbişeyin arkasında duramayacak kadar acizsin.

akıttığım her gözyaşının hesabını allaha vereceksin.
 çünkü allah doğrunun yanında.

tekrar söylüyorum ben bunları haketmemiştim.

bunlar iyi getirmez sana.

ve bir gün geleceksin.
özür dileyeceksin.
defalarca arayacaksın.
etrafımda dolanacaksın.

daha kötüsü bir gün bana ....hanım diye hitab edeceksin.
yüzüme bakmaya yüzün yok.

çünkü karşında verdiği her sözü tutmuş biri var.
ben erkeğim diyen bir çok kişiye bin basarım ben.

sen karaktersiz herifin tekisin.
başkasının gölgesine sığınmadan yaşayamayanlardansın.

dilerim içimde zerre kadar sana ait bişey kalmasın.

ve bir gün sen bana uzaktan bak...
için o kadar acısın ki,
yaptıkların seni bin pişman etsin.

ölmek için dua et canının acısından.

ve bu vebali üzerinde taşı yıllarca.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder